Mahkeme Hakaret Davasını Reddetti. Atilla Sertel: “Birçok İnsanın Yargılanmasını Sağlayan Nükhet Hotar’a Hukuk Bir Ders Verdi”
7 mins read

Mahkeme Hakaret Davasını Reddetti. Atilla Sertel: “Birçok İnsanın Yargılanmasını Sağlayan Nükhet Hotar’a Hukuk Bir Ders Verdi”

KERİM UĞUR

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Fatma Seniha Nükhet Hotar’ın kendisine hakaret ettiği gerekçesi eski CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’e açtığı dava, ilk duruşma reddedildi. Duruşma sonrası konuşan Sertel, “Dokuz Eylül Üniversitesi’nde hukuksuz olarak pek çok üniversite öğretim üyesine zulmeden pek çok dava hukuksuz yere açtırarak hakimler üzerinde baskı oluşturmaya çalışarak, savcılar üzerinde baskı oluşturma kaydıyla birçok insanın yargılanmasını sağlayan Nükhet Hotar’a hukuk bir ders verdi” dedi.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Fatma Seniha Nükhet Hotar, yurt yapımı şartıyla bağışlanan İnciraltı’ndaki arazinin satılması ile ilgili sözleri nedeniyle hakaret ve tazminat istemiyle eski CHP milletvekili Atilla Sertel’e dava açtı. İzmir Adliyesinde bulunan 9.İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bugün yapılan ilk duruşmaya davalı Sertel’in dışında, eski milletvekili Tacettin Bayır ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de katıldı.

Atila Sertel, savunmasını kendisi yaptı. Hotar’ın avukatını da dinleyen hakim davanın reddine karar verdi.

Duruşma sonrasında gazetecilere açıklama yapan Sertel şunları söyledi:

“Bugün bir hakaret davasına girdik. Ben Sayın Dokuz Eylül Üniversitesi rektör hanımefendi, Fatma Seniha Nükhet Hotar’a hakaret ettiğim gerekçesiyleydi. Bu davada hakim davanın reddine karar verdi. Öncelikle bunu söylemek istiyorum; Feriha Ferhan Şahinci isimli bir hanımefendinin 3 bin metrekare İnciraltında bir yurt yerini kız yurdu yapılması kaydıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Fakat, Feriha Ferhan Şahinci hanımefendi bir süre sonra vefat etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü ise bu araziyi satışa çıkardı. Aslında bu araziyi satışa çıkaramazdı. Çünkü burası kız yurdu yapılması kaydıyla bağışlanmıştı bundan ben milletvekilliği sırasında bunu bu konuya itiraz etmiştim ve demiştim ki ‘bundan oğlu Erin Şahinci Amerika’da yaşıyor kendisinin haberi var mı? Bu konuda kendisinden izin alındı mı?’ demiştim. Satamazsınız demiştik. Fakat buna rağmen sattı. Satınca hukuken bir suç işlediğini söylemiştim. ve bu konuda avukat Şule Pınar Arıkoğlu adına davanın açıldığını, mahkemenin satışa ihtiyat tedbir kararı koyduğunu söyledi. İhtiyat tedbir kararı mahkemeden çıktı. Yani bizim haklılığımız ortaya çıktı. Devamında itiraz etti Dokuz Eylül Üniversitesi. İhtiyat tedbiri kararına… Fakat bu kararda mahkeme ısrar etti. Şimdi üniversite bunu istinafa taşıyor. İstinaf da bu konuda sanıyorum aynı kararı verecektir. Bugün ise hakim beni dinledi… Ben ifademde dedim ki ‘kız yurdu yapılacak bir yere kamu yararı olan bir yerin satışına karşı çıktığım için yargılanıyorum, buna milletvekili olarak değil, bir vatandaş olarak da, İzmir’de yaşayan bir insan olarak da karşı çıkardım’ dedim. Sağ olsun hakim davanın reddine karar verdi. Böylece Dokuz Eylül Üniversitesi’nde hukuksuz olarak pek çok üniversite öğretim üyesine zulmeden pek çok dava hukuksuz yere açtırarak hakimler üzerinde baskı oluşturmaya çalışarak, savcılar üzerinde baskı oluşturma kaydıyla birçok insanın yargılanmasını sağlayan Nükhet Hotar’a hukuk bir ders verdi. Biz milletvekilliği yaptığımız sürece ne haram yedik ne de harama el uzatanlara karşı çıkmamazlık etmedik. Mutlaka karşı çıktık. Biz helalin yanındayız. Halkımızın yanındayız. Kamunun yanındayız. Kamunun mallarının peşkeş çekilmesine karşıyız ve her zaman çıkacağız. Yargılanabiliriz, bizi tutuklayada bilirler, hiç önemli değil. Biz halkımızın yanındayız ve halkın hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz”

3 FEZLEKEM NÜKHET HANIMDAN

Kendisi hakkında hazırlanan 3 fezlekenin tamamının Nükhet Hotar tarafından olduğunun hatırlatılmasına yanıt veren Sertel, “Birini çözdük. Sıra ikisinde. Onlarla ilgili dava da açıldı. Yarın öbür gün onlarla ilgili de dava görülecek. Ben asla hiçbir zaman hakaret etmedim. Gerçekleri söyledim. Kendisinin bir davası da şu; Kendisi pandemi döneminde Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer sağlık çalışanları ve doktorlar için, personel için bir yurt tahsis etmişti, o yurda karşı çıktığı gibi bir AKP Gençlik Kolları Başkanı’nın paylaşımını paylaşarak AKP’ye destek veren bir rektör olduğunu kanıtlamıştı. Ben de kendisine aynen şunu söylemiştim; Siz bir rektörsünüz, bir üniversite yönetiyorsunuz. AKP Gençlik Kolları Başkanı’nın tweetini retweet etmek sizin işiniz değil demiştim. Ondan da hakaret davası açtı. Onda da yargılanacağız. Hiç önemli değil. Yargılanabiliriz ama sonuçta hukuk var. Adalet var diyoruz” ifadelerini kullandı.

HANIMEFENDİ BU GÜCÜ NEREDEN ALIYOR?”

Tacettin Bayır da şunları söyledi:

“Siyasallaştırılan sadece Cumhurbaşkanlığı makamı değil üniversitelerin siyasallaştırılması söz konusu. Bunu özellikle İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesinde Nükhet Hanımda çok sık görüyoruz. Sadece arkadaşımız değil birçok arkadaşımız mahkemelik. Biz de vekillik dönemimizde bir açıklama yapmıştık İnciraltı ile ilgili. O zaman bizimle de ilgili suç duyurusunda bulunulmuştu. Ama bir sonuç alınamıyor bu hanımefendi bu gücü nereden alıyor? Ankara’dan mı Cumhurbaşkanı’ndan mı alıyor? Kendisinde bu hakkı nasıl buluyor? Mahkemeleri gereksiz yere meşgul ediyor. Yakışmıyor.”

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAKLAŞIK İKİ ÜÇ YILDIR KENDİSİNE YÖNELİK HİÇBİR YAYININ, HİÇBİR GAZETEDE VEYA YAYIN ORGANININ ÇIKMASINI İSTEMİYORUM”

Dilek Gappi de, “İzmir’de pırıl pırıl üniversitelere sahibiz. Ama nedense Dokuz Eylül Üniversitesi yaklaşık iki üç yıldır kendisine yönelik hiçbir yayının, hiçbir gazetede veya yayın organda çıkmasını istemiyor. ve buna dair de ya davalar açıyor. Olmazsa yüzlerce basın kuruluşunu birden basın ilan kuruluna şikayet ediyor. Oradan maddi cezalar almamızı sağlamaya çalışıyor” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir